Hangi Terapi Benim İçin Uygun? Bilimsel Yanıtlar

Klinik Psikolog Harun Kayacan

Hangi terapi bana uygun? Bu soru birçok kişinin aklını kurcalar. Ancak araştırmalar gösteriyor ki, başarı sadece yönteme değil; motivasyonunuza, terapistinizle ilişkinize, tercihlerinize ve terapideki sürekliliğe de bağlıdır. Bu yazıda, terapide ilerlemeyi gerçekten etkileyen faktörleri bilimsel verilerle bulacaksınız.

Eğer siz de “Hangi terapi daha etkili—Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), psikodinamik terapi ya da başka bir yöntem mi?” diye merak ettiyseniz yalnız değilsiniz. Birçok kişi, terapide başarıyı esasen “doğru” yöntemi seçmeye bağlar. Ancak onlarca yıllık araştırma daha karmaşık bir tabloyu ortaya koyuyor: Belirli yaklaşım önemli olsa da, sizin motivasyonunuz, terapistinizle ilişkiniz, tercihlerinize uygunluk ve sürece devamlılığınız en az yöntem kadar—hatta bazen daha fazla—etkilidir.

Bu yazı, terapide ilerlemeyi gerçekte nelerin şekillendirdiğini anlamanıza ve kendiniz için en uygun yaklaşımı seçmenize yardımcı olacak bilimsel bulguları bir araya getiriyor.

Terapötik Sonuçları Neler Belirler?

Yöntem Etiketinin Ötesinde

Klasik bir model, terapi sonuçlarını kabaca şu şekilde ayırır:

  • %40 danışan faktörleri (motivasyon, yaşam koşulları, dayanıklılık)
  • %30 terapötik ilişki
  • %15 kullanılan teknikler
  • %15 beklentiler ve umut

(Lambert, 1992; özetleyen Norcross & Wampold, 2011).

Bu rakamlar kesin olmamakla birlikte, terapinin yalnızca yöntemden ibaret olmadığını; çok sayıda etkileşimli faktörün süreci şekillendirdiğini hatırlatır.

  • Wampold (2015)Psikoterapide Ortak Faktörler Ne Kadar Önemli? adlı çalışmasında, terapötik ittifak, empati, olumlu beklentiler/umut ve danışan–terapist uyumunun belirli tekniklerden daha fazla sonuç değişkenliğini açıkladığını gösteren çok sayıda veriyi inceler. Örneğin yalnızca terapötik ittifak, farklı terapi türlerinde orta–yüksek düzeyde sonuçlarla ilişkilidir.
  • Daha güncel bir çalışma (Lauritzen ve ark., 2023)Common Factors, Responsiveness and Outcome in Psychotherapy (CROP), danışan ve terapist özelliklerinin ile etkileşimlerinin (yanıt verme) sonuçlarla nasıl ilişkili olduğunu araştırmaktadır. Lambert’in modelindeki gibi “yüzde dağılımları” vermese de, ortak faktörlerin güçlü yordayıcılar olduğunu ortaya koyar.

Terapi Sürecini Etkileyen Temel Faktörler

  • Danışan Motivasyonu ve Hazır Oluşu
    Terapinin başında değişime güçlü bir bağlılık gösteren kişiler daha fazla belirti iyileşmesi yaşar. 22 çalışmanın incelendiği bir derlemede, BDT’ye yüksek motivasyonla başlayan danışanların, sorun türünden bağımsız olarak, daha iyi sonuçlar aldığı bulundu (Crane, Hotton, Shelemy, & Knowles-Bevis, 2024).
  • Beklentiler ve Umut
    Terapinin yardımcı olacağına inanmak güçlüdür. Umut ve beklenti etkileri, iyileşmenin anlamlı bir bölümünü açıklayabilir—bazen %15’e kadar (Norcross & Wampold, 2011).
  • Terapötik İttifak
    Araştırmalar, danışan ile terapist arasındaki ilişkinin değişimin en güçlü yordayıcılarından biri olduğunu sürekli göstermektedir. 30.000’den fazla kişinin dahil olduğu bir meta-analiz, ittifakın orta düzeyde bir etki büyüklüğüne sahip olduğunu bulmuştur (r = .278, yaklaşık d = .58), terapi türünden bağımsız olarak (Flückiger, Del Re, Wampold, & Horvath, 2018).
  • Terapist Faktörleri
    Terapistin becerisi, empatisi ve kültürel duyarlılığı önemli rol oynar. Sistematik bir derleme, terapist etkilerinin sonuç farklarının yaklaşık %5’ini açıkladığını göstermiştir; bazı terapistler diğerlerinden düzenli olarak daha iyi sonuçlar elde etmektedir (Johns, Barkham, Kellett, & Saxon, 2019). Empati ve kültürel yeterlilik, güveni ve katılımı daha da artırır (Elliott ve ark., 2011; Owen ve ark., 2011).
  • Terapi Yaklaşımı ve Teknikler
    BDT, kişilerarası terapi ve psikodinamik terapi gibi kanıta dayalı ana yaklaşımlar arasında sonuçlar çoğunlukla benzerdir, özellikle depresyon ve anksiyete için (Cuijpers, 2019; Zhou ve ark., 2015). Ancak bazı sorunlarda belirli yöntemler daha etkilidir: OKB: maruz bırakma ve tepki önleme (ERP); TSSB: travma odaklı BDT; Panik bozukluk: BDT.
  • Terapiyi Tercihlere Göre Uyumlama
    Terapinin danışan tercihlerine uygun olması—örneğin yapılandırılmış ya da serbest stil, yüz yüze ya da online—sonuçları iyileştirir. Bir meta-analiz, tercih uyumunun terapiyi tamamlama oranını artırdığını ve sonuçları iyileştirdiğini göstermiştir (Swift, Callahan, Cooper, & Parkin, 2018).
  • Süreklilik ve Doz
    Terapi bir süreçtir, hızlı bir çözüm değildir. 6.000’den fazla danışanla yapılan bir çalışmada:
  • %30 danışan 2. seansa kadar klinik olarak anlamlı bir gelişme göstermiştir.
  • %53 danışan 8. seansa kadar klinik olarak anlamlı bir gelişme göstermiştir.
  • %74 danışan 26. seansa kadar klinik olarak anlamlı bir gelişme göstermiştir.
  • %83 danışan ise haftalık bir yıl terapi sonrasında klinik olarak anlamlı bir gelişme göstermiştir. (Hansen, Lambert, & Forman, 2002).
  • Yaşam ve Bağlamsal Faktörler
    Terapi odası dışındaki olaylar da ilerlemeyi etkiler. Güçlü sosyal destek, daha iyi sonuçlar öngörür (Haeffel ve ark., 2008); iş kaybı, ilişki bitişi gibi stresli yaşam olayları ilerlemeyi yavaşlatabilir (Kessler, 1997). Maliyet, ulaşım, zamanlama gibi pratik engeller de tedavide kalmayı etkiler (Swift & Greenberg, 2012).

Kendiniz İçin Doğru Terapinin Seçilmesi

  • Hedeflerinizi netleştirin. Depresyon ve anksiyete için birçok yaklaşım etkilidir. Size en uygun olanı seçin.
  • İlişkiye dikkat edin. Eğer 3–4. seans itibarıyla anlaşılmadığınızı hissediyorsanız terapist değiştirmeyi düşünün.
  • Tercihlerinizle uyum sağlayın. Yapı, esneklik, kültürel duyarlılık veya format (online/yüz yüze) konularında ne istediğinizi dile getirin.
  • Sürekliliğe bağlı kalın. Değişim görmek için en az 8–12 seans planlayın; daha derin veya kronik sorunlarda daha uzun sürelere ihtiyaç olabilir.
  • Gerekirse özel yaklaşımlar kullanın. OKB, TSSB veya panik bozukluk için güçlü kanıtlara sahip yöntemlere yönelin.

Terapi tek bir “mükemmel” yöntemi bulmakla ilgili değildir—uygun uyumu bulmakla ilgilidir. Bilim, ilerlemenin bir karışımdan oluştuğunu gösteriyor:

  • Kendi motivasyon ve beklentileriniz
  • Terapistinizle ilişkiniz
  • Terapistin becerisi ve empatisi
  • Uygulanan yaklaşım (özellikle bazı durumlar için)
  • Seansların sürekliliği
  • Yaşam bağlamı ve destek sistemleri

Terapi seçerken sadece “Hangi yöntem en iyisi?” diye sormayın. Bunun yerine şunları sorun:

  • Bu terapistle bağlantı hissediyor muyum?
  • Bu tarz benim tercihlerime uygun mu?
  • Terapi için gerekli zamanı ayırmaya hazır mıyım?

Bu sorulara “evet” diyebilmek, çoğu zaman terapi etiketinden daha güçlü bir başarı göstergesidir.

Kaynakça

Crane, C., Hotton, M., Shelemy, L., & Knowles-Bevis, R. (2024). The association between individual differences in motivational readiness at entry to treatment and treatment attendance and outcome in cognitive behaviour therapy: A systematic review. Cognitive Therapy and Research.

Cuijpers, P. (2019). Targets and outcomes of psychotherapies for mental disorders: An overview. World Psychiatry, 18(3), 276–285. https://doi.org/10.1002/wps.20661

Elliott, R., Bohart, A. C., Watson, J. C., & Greenberg, L. S. (2011). Empathy. Psychotherapy, 48(1), 43–49.

Flückiger, C., Del Re, A. C., Wampold, B. E., & Horvath, A. O. (2018). The alliance in adult psychotherapy: A meta-analytic synthesis. Psychotherapy, 55(4), 316–340. https://doi.org/10.1037/pst0000172

Haeffel, G. J., et al. (2008). Cognitive vulnerability to depression and stressful life events. Journal of Abnormal Psychology, 117(1), 143–154.

Hansen, N. B., Lambert, M. J., & Forman, E. M. (2002). The psychotherapy dose–response effect and its implications for treatment delivery services. Clinical Psychology: Science and Practice, 9(3), 329–343. https://doi.org/10.1093/clipsy.9.3.329

Johns, R. G., Barkham, M., Kellett, S., & Saxon, D. (2019). A systematic review of therapist effects: A critical narrative update. Clinical Psychology Review, 67, 78–93. https://doi.org/10.1016/j.cpr.2018.08.004

Kessler, R. C. (1997). The effects of stressful life events on depression. Annual Review of Psychology, 48, 191–214.

Norcross, J. C., & Wampold, B. E. (2011). Evidence-based therapy relationships: Research conclusions and clinical practices. Psychotherapy, 48(1), 98–102. https://doi.org/10.1037/a0022161

Owen, J., et al. (2011). Cultural ruptures in the therapy relationship: Working alliance as a mediator. Journal of Counseling Psychology, 58(3), 274–282.

Swift, J. K., & Greenberg, R. P. (2012). Premature discontinuation in adult psychotherapy: A meta-analysis. Journal of Consulting and Clinical Psychology, 80(4), 547–559.

Swift, J. K., Callahan, J. L., Cooper, M., & Parkin, S. R. (2018). The impact of accommodating client preference in psychotherapy: A meta-analysis. Journal of Clinical Psychology, 74(11), 1924–1937. https://doi.org/10.1002/jclp.22680

Webb, C. A., DeRubeis, R. J., & Barber, J. P. (2010). Therapist adherence/competence and treatment outcome: A meta-analytic review. Journal of Consulting and Clinical Psychology, 78(2), 200–211.

Zhou, X., et al. (2015). Comparative efficacy and acceptability of psychotherapies for acute anxiety disorders in adults: A network meta-analysis. Scientific Reports, 5, 17088. https://doi.org/10.1038/srep17088

Hayır Demenin Psikolojisi

Hayır Demenin Psikolojisi

Hayır diyememek, çoğu zaman reddedilme korkusu, suçluluk hissi ve onay ihtiyacından kaynaklanır. Bu yazıda hayır demenin psikolojik arka planını, sınır koymanın önemini ve suçluluk duymadan hayır demeyi öğrenmenin yollarını keşfedeceksiniz.

Devamını oku