İkinci Beynin Gücü: Bağırsak Sağlığı ve Depresyon

Klinik Psikolog Harun Kayacan

Bağırsaklarımız sadece sindirimden sorumlu değil; ruh halimizi de etkiliyor. “İkinci beyin” ve depresyon ilişkisini bilimsel verilerle inceliyoruz.

Son yıllarda psikoloji ve nörobilim alanlarında yapılan araştırmalar, depresyonun yalnızca zihinsel bir rahatsızlık olmadığını, aynı zamanda bedensel sistemlerle de yakından ilişkili olduğunu ortaya koymaktadır. Bu bağlamda özellikle bağırsaklar —yani “ikinci beyin” olarak anılan enterik sinir sistemi— bilim dünyasının dikkatini çekmektedir (Gershon, 1998).
Vücudumuzdaki serotonin hormonunun yaklaşık %90’ının bağırsaklarda üretildiği bilinirken, bağırsak mikrobiyotasının da beyinle çift yönlü iletişim kurduğu gösterilmiştir (Yano et al., 2015). Bu iletişim hattı, “bağırsak-beyin ekseni” olarak adlandırılır ve ruh hali, stres yönetimi, hatta depresyon gibi durumlar üzerinde belirleyici rol oynayabilir (Cryan et al., 2019).

Bu yazıda, bağırsakların sinir sistemiyle nasıl iletişim kurduğunu, mikrobiyotanın ruh halimizle ilişkisini ve depresyonun fizyolojik yönlerini bilimsel verilerle birlikte inceleyeceğiz.

Bağırsaklar Neden “İkinci Beyin” Olarak Anılır?

Bağırsaklara “ikinci beyin” denmesinin temel nedeni, sahip olduğu **enterik sinir sistemi (ENS)**dir. Bu sistem, yaklaşık 100 milyon sinir hücresi içerir; bu sayı, omurilikteki nöron sayısına yakındır (Gershon, 1998). ENS, sindirimi düzenlemenin ötesinde, merkezi sinir sistemiyle bağımsız olarak çalışabilme kapasitesine sahiptir. Dahası, bağırsaklar sadece fiziksel süreçleri değil, aynı zamanda duygusal yanıtları da etkileyebilir. Bunun bir nedeni de serotonin gibi ruh halini etkileyen nörotransmitterlerin büyük kısmının burada üretilmesidir. Beyinle olan bu çift yönlü iletişim, özellikle vagus siniri aracılığıyla sağlanır ve bu sayede bağırsaklardan gelen sinyaller ruh halimizi etkileyebilir (Mayer, 2011; Carabotti et al., 2015).

Serotonin hormonunun yaklaşık %90’ı bağırsaklarda üretilir; her ne kadar bu serotonin doğrudan beyne ulaşmasa da, mikrobiyota yoluyla ruh halini etkileyen dolaylı sinyaller gönderdiği gösterilmiştir (Yano et al., 2015).

Bilgi Kutusu: Bağırsak-Beyin Ekseni Nedir?
Bağırsak-beyin ekseni, enterik sinir sistemi (ENS) ile merkezi sinir sistemi (CNS) arasındaki çift yönlü iletişimi tanımlar.

Bu iletişim; vagus siniribağışıklık sistemi ve bağırsak mikrobiyotası yoluyla gerçekleşir.

Mikrobiyotanın Psikolojiyle Ne İlgisi Var?

Sağlıklı bir bağırsak mikrobiyotası, yalnızca sindirim sistemi değil, aynı zamanda zihinsel sağlık üzerinde de önemli bir rol oynar.

Mikrobiyotanın beyinle olan iletişimi, bağırsak-beyin ekseni aracılığıyla gerçekleşir. Bu iletişimde vagus siniribağışıklık sistemi ve mikrobiyota metabolitleri (örneğin kısa zincirli yağ asitleri) kilit rol oynar (Cryan et al., 2019).

Bilgi Kutusu: Mikrobiyota Nedir?
Mikrobiyota, vücudumuzda—özellikle bağırsaklarımızda—yaşayan trilyonlarca bakteri, virüs ve mantarın oluşturduğu mikroskobik ekosistemdir. En yoğun olduğu yer kalın bağırsaktır ve sindirimden bağışıklığa, beyinle iletişime kadar birçok önemli işlevi vardır.

Disbiyozis, yani faydalı ve zararlı bakteriler arasındaki dengenin bozulması, başta depresyon ve anksiyete olmak üzere birçok psikiyatrik tabloyla ilişkilendirilmiştir. Özellikle bağırsak mikrobiyotası çeşitliliğinin azalması, artan inflamasyon ve sinir sistemi aktivitesinde değişikliklere yol açarak bu rahatsızlıkların gelişmesine katkıda bulunabilir (Jiang et al., 2015).

Hayvanlar üzerinde yapılan deneylerde, mikrobiyotası değiştirilen farelerin davranışlarının da değiştiği gözlemlenmiştir. Hatta bu durum, bazı duygusal özelliklerin bağırsak florası üzerinden başka bireylere aktarılabildiğini göstermiştir (Bercik & Collins, 2014; Zheng et al., 2016).

Bu bulgular, mikrobiyotanın yalnızca bedensel değil, psikolojik süreçler üzerinde de doğrudan etkili olduğunu güçlü biçimde ortaya koymaktadır.

Psikobiyotikler: Yeni Nesil Ruh Sağlığı Destekçileri

Psikobiyotik nedir?
Psikobiyotikler, yeterli miktarda alındığında ruh sağlığı üzerinde olumlu etkiler gösteren probiyotik ve prebiyotik içerikli besinler veya takviyelerdir. Özellikle Lactobacillus ve Bifidobacterium türlerinin anksiyete ve depresyon semptomlarını azaltmada etkili olduğu gösterilmiştir. Örneğin, Lactobacillus helveticus ve Bifidobacterium longum kombinasyonunun, 30 gün boyunca uygulandığında, bireylerde anksiyete ve depresyon seviyelerini azalttığı gözlemlenmiştir (Messaoudi ve ark., 2011).​

Psikolojik Sağlık İçin Bağırsak Dostu Yaşam Önerileri

  • Şeker ve İşlenmiş Gıdalardan Kaçının: Bu tür gıdalar, bağırsak mikrobiyotasının dengesini bozarak zararlı bakterilerin çoğalmasına neden olabilir.​
  • Probiyotik ve Prebiyotik İçeren Doğal Gıdalarla Beslenin: Yoğurt, kefir, fermente sebzeler ve lifli gıdalar, faydalı bakterilerin gelişimini destekler.​
  • Stres Yönetimi: Stres, bağırsak florasını olumsuz etkileyebilir. Meditasyon, derin nefes egzersizleri ve düzenli uyku, stres seviyelerini azaltarak bağırsak sağlığını korur.​
  • Uyku Düzeni ve Fiziksel Aktivite: Düzenli uyku ve egzersiz, bağırsak mikrobiyotasının çeşitliliğini artırarak genel sağlık üzerinde olumlu etkiler sağlar.​

Son yıllarda, psikobiyotiklerin depresyon ve anksiyete üzerindeki etkilerini değerlendiren çeşitli çalışmalar yapılmıştır.Örneğin, Ng ve arkadaşlarının yaptığı bir meta-analiz, probiyotiklerin klinik depresyonu olan hastaların duygu durumunu anlamlı olarak iyileştirdiğini göstermiştir. Bu çalışmada, özellikle Lactobacillus acidophilus ve Bifidobacterium bifidum türlerinin kullanıldığı ve hafif ile orta düzeyde depresyonu olan hastalarda anlamlı iyileşmeler gözlendiği belirtilmiştir.

Araştırmalar, zihinsel sağlığın yalnızca beyinle sınırlı olmadığını, bağırsakların da ruh halimizde belirleyici bir rol oynadığını göstermektedir. “İkinci beyin” olarak adlandırılan bağırsaklar, milyarlarca mikroorganizmanın yaşadığı bir merkezdir ve bu mikrobiyota; serotonin üretimi, bağışıklık sistemi ve nörotransmitter dengesi yoluyla depresyon ve anksiyete gibi psikolojik durumları etkileyebilir (Cryan et al., 2019; Yano et al., 2015).

Bağırsak-beyin eksenine dair elde edilen bilimsel veriler, ruh sağlığını desteklemede yeni bir yaklaşım sunmaktadır. Geleneksel terapi yöntemlerinin yanında psikobiyotiklerbeslenme düzenistres yönetimi ve bağırsak sağlığını destekleyici yaşam biçimleri, depresyonla başa çıkmada tamamlayıcı rol oynayabilir (Messaoudi et al., 2011; Jiang et al., 2015).

Kaynakça

  • Bercik, P., & Collins, S. M. (2014). The effects of inflammation, infection and antibiotics on the microbiota-gut-brain axis. Advances in Experimental Medicine and Biology, 817, 279–289. https://doi.org/10.1007/978-1-4939-0897-4_13
  • Cryan, J. F., O’Riordan, K. J., Cowan, C. S., Sandhu, K. V., Bastiaanssen, T. F., Boehme, M., … & Dinan, T. G. (2019). The microbiota-gut-brain axis. Physiological Reviews, 99(4), 1877–2013. https://doi.org/10.1152/physrev.00018.2018
  • Jiang, H., Ling, Z., Zhang, Y., Mao, H., Ma, Z., Yin, Y., … & Ruan, B. (2015). Altered fecal microbiota composition in patients with major depressive disorder. Brain, Behavior, and Immunity, 48, 186–194. https://doi.org/10.1016/j.bbi.2015.03.016
  • Zheng, P., Zeng, B., Zhou, C., Liu, M., Fang, Z., Xu, X., … & Xie, P. (2016). Gut microbiome remodeling induces depressive-like behaviors through a pathway mediated by the host’s metabolism. Molecular Psychiatry, 21(6), 786–796. https://doi.org/10.1038/mp.2016.44
  • Mayer, E. A. (2011). Gut feelings: the emerging biology of gut–brain communication. Nature Reviews Neuroscience, 12(8), 453–466. https://doi.org/10.1038/nrn3071
  • Carabotti, M., Scirocco, A., Maselli, M. A., & Severi, C. (2015). The gut-brain axis: interactions between enteric microbiota, central and enteric nervous systems. Annals of Gastroenterology, 28(2), 203–209.
  • Gershon, M. D. (1998). The Second Brain. New York: HarperCollins.
  • Yano, J. M., Yu, K., Donaldson, G. P., Shastri, G. G., Ann, P., Ma, L., … & Hsiao, E. Y. (2015). Indigenous bacteria from the gut microbiota regulate host serotonin biosynthesis. Cell, 161(2), 264–276. https://doi.org/10.1016/j.cell.2015.02.047
  • Ng, Q. X., Peters, C., Ho, C. Y. X., Lim, D. Y., & Yeo, W. S. (2023). Depresif belirtileri hafifletmek için probiyotik kullanımı: Bir meta-analiz. Journal of Affective Disorders, 228, 13-19.
Hayır Demenin Psikolojisi

Hayır Demenin Psikolojisi

Hayır diyememek, çoğu zaman reddedilme korkusu, suçluluk hissi ve onay ihtiyacından kaynaklanır. Bu yazıda hayır demenin psikolojik arka planını, sınır koymanın önemini ve suçluluk duymadan hayır demeyi öğrenmenin yollarını keşfedeceksiniz.

Devamını oku